Searching...
8 Ocak 2013 Salı

Neden Harry Potter ?

12:03
Bu yazımda başlıkta da dediğim gibi 'Neden Harry Potter?' sorusuna yanıt vermeye çalışacağım.

Bu ismi duymayan yoktur herhalde. 2000'li yılların en çok adı duyulan serilerinden biri olduğuna hiç şüphe yok. Belki de bu serinin beni bu kadar çok etkilemesinin, onunla bu kadar iç içe olabilmemin en büyük nedeni bu serideki karakterlerle birlikte büyümüş olmamdır.

Çoğunuz eminim arkadaş çevresinden ya da ailenizdeki birinden 'Neden Harry Potter?' benzeri sorularla karşılaşmışsınızdır. Bu soruyu bize defalarca sormalarının sebebi belki de bu kitaba  'çocuk kitabı' gözüyle bakıp bu büyülü dünyayı keşfedememiş olmalarıdır. Bizler küçükken bu büyüye öylesine kapılırdık ki asaya benzer cisimlerle, dilimizin dönmediği o büyü isimlerini birbirimize haykırırdık.


Kitapta adı geçen karakterlerin her birinin hayatı bu büyülü dünyayı daha da genişletiyor, etkisinden daha da çıkılamayacak bir hale sokuyor. Harry'le birlikte Hogwarts'a ilk girdiğimizde o sıcacık, kocaman aile bizi kucaklıyor. Her geçen gün onunla öğrendiğimiz yeni şeyler bizi bu seriye daha da bağlıyor. Onunla heyecanlanıyor, onunla üzülüyoruz. Bu yüzden bu seriyle küçük yaşta tanışanların daha da şanslı olduğunu düşünüyorum. Harry ve arkadaşlarıyla büyüyüp kendimizi onların yerine koyma, onlar gibi düşünebilme fırsatını bulduk.

Karşılaştığımız başka bir soru da: 'Bu kitap/film sana ne katıyor ki?'. Eminim benim gibi bu soruyla karşılaşanlar da olmuştur. Fantastik dünyanın içinde kaybolduğumuz zaman, bu dünyadan bir şeyler kazanamayacağımızı düşünen insanlar çok fazla. 

Peki ben ne kazandım? 
Ben bu seriyle tanıştığımda daha 7-8 yaşlarındaydım. Bu seriyi kitaplarından önce filmleriyle tanıyanlardanım. Doğrusunu söylemek gerekirse kitaplarını okumaya başlayana kadar bu dünyada pek 'kaybolduğum' söylenemez. Filmlerini izlerken herkes gibi ben de heyecanlanıyor, ben de korkuyordum. Ancak kitaplarını okumaya başladığım zaman bu büyülü dünyada gerçekten 'kaybolmaya' başladım. Çoğu kişi gibi ben de geceleri uyku saatim geçtiğinde gizlice bu kitapları okudum. Harry yorganın altında 'Lumos Maxima' diye fısıldarken ben de evdekilerden biri fark edecek korkusuyla geç saatlere kadar yorganımın altında kitabımı okumaya devam ettim. Bu hikayenin içine girdiğimde sanki ben de Harry gibi ailesi olmayan, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen pes etmeyen bir çocuktum. Onun sayesinde gerçek arkadaşlığın önemini anladım. Onun sayesinde asla pes etmemeyi öğrendim. Kısaca bu kitap olmadan ''Benim 'harika' bir çocukluğum vardı.'' diyemezdim.



J.K. Rowling, harika bir kurguyla ele aldığı bu seriyle benim gibi milyonlarca çocuğun da kendilerini bulabilmelerine yardımcı olarak yollarına ışık tuttu. Kitap okurken heyecanlanmayı, üzülmeyi, mutlu olmayı, o kitabın kapağını kapattıktan sonra olanları ve olacakları düşünürken uyuya kalmanın nasıl bir şey olduğunu gösterdi bana. Bu yüzden J.K. Rowling koca bir teşekkürü hak ediyor.
 



Bu kocaman, okurken çevirdiğimiz sayfalarda anlatılanlardan da geniş olan dünyayı böyle kısa cümlelerle karşımızdakine yaşatabilmek imkansız. Kitaplarını okumayıp, filmlerini defalarca izleyerek bu büyüyü hissetmenin maalesef bir yolu yok. Kaç yaşında, nerede olursak olalım kesinlikle okunması gereken bir seri Harry Potter serisi. Umarım herkes yazarın ustaca kurguladığı, üzerinden uzun yıllar geçse bile asla unutulmayacak bu dünyaya er ya da geç girip, bizim kaybolduğumuz şeylerin içinde kaybolma fırsatı bulabilir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Teşekkürler Potterhead